• Nazım Hikmet, İvan İvanaoviç Var mıydı, Yok muydu? oyununu 1955 yılında Moskova'da yazmış. Oyun aynı kentte afişten indirilmeden önce birçok yerde sahnelenmiş, büyük ilgi toplamış, tartışma konusu olmuş; Fransızca'ya çevrilip Jean Paul Sartre'in yöne
  • Çağdaş Türk Tiyatrosu'nda şiddet olgusunu irdelemek amacıyla genelde gündemde olan yani sık sık sahnelenen, söz konusu edilen ya da son yıllarda seyirci önüne çıkmış oyunlara bakıldığında bunların çoğunun 1980'li yılların ürünü olduğu görülür. Gerçek
  • Bize ne yaptıkları önemli değil, önemli olan, bize yapılanla bizim ne yaptığımızdır.
    Jean-Paul Sartre

    Hangi alanda ve tarih kesitinde olursa olsun, başta anılar olmak üzere, yazışmalar, eleştiri yazıları ve Henri Troyat gibi araştırmacı-yaz
  • "Dünden Bugüne Tiyatro Düşüncesi, Sevda Şener'in Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Tiyatro Kürsüsü'nde «Tiyatro Kuramları» derslerinin konularını kapsıyor. Yazarın amacı: “Antik'Yunan'dan günümüze kadar tiyatro konusunda ileri sür
  • Melih Cevdet Anday'la Mehmet Fuat, tiyatro üstüne konuştukları bir gün, Melih Cevdet'in sözünü ettiği yazılar Mehmet Fuat'ın ilgisini çekmiş ve ona bu yazıları içeren, bunlara yorumlar ve açıklamalar getiren bir kitap hazırlamasını önermiş. Gelişen K
  • Esen Çamurdan'ın, çağdaş tiyatromuzun köşe taşlarından biri olan Sabahattin Kudret Aksal'ın oyunları üstüne yaptığı çok yönlü ve ilginç bir okuma denemesi "Hıçkırmakla Haykırmak Arası". Kitap, Mitos Boyut Yayınları'ndan çıktı. Bu önemli serüvene iliş
  • Esen Çamurdan tarafından yazılmış olan "Haldun Taner Seyir Defteri" yazarın kabare oyunları dışındaki tiyatro metinlerini farklı bir pencereden ele alıyor. Bu fark öncelikle, kitabın temel hareket noktasını oluşturan 'Haldun Taner Tiyatro Haritası'nd
  • Önce kısacık bir not dikkatinizi çekiyor broşürde: "Oyunun geçtiği belirli bir yer yok. Yaşananlar her yer ve herkes için." Ardından oyun başlıyor ve Nihal Geyran Koldaş ile Ceysu Koçak, Üstüngel İnanç'ın "teknik yardımıyla" size Amerikalı yazar Arno
  • Küçük bir odada yaşayan otuz yaşlarında Clare adlı bir kadın, onun çağrısı üzerine ziyaretine gelen, enerji dolu Ralph, yirmi yaşlarında erkek kardeş ve bir "Fast food" yerinde çalışan, diskotekte gönüllü şarkıcılık yapan durgun genç kız, Nicola. Ve
  • Tedirginlik. Akla ilk bu sözcük geliyor. Sevim Burak’ın yapıtlarının insanda bıraktığı ilk etki bu. Tedirginlik.
    Her şey küçücük, kendi içine kapalı bir dünyada geçer. İnsanlar kendilerinden önce düzenlenmiş ve onlara “verilmiş” bir durumu yaşamak
  • "Benim kanımca, seyircisini çocukluk çağından yetiştirmeye başlamayan şehirler ileride tiyatrolarına seyirci bulamayacaklardır. Bugünün çocuğu, yarının genci, ilerinin aydın seyircisidir. Bugün İstanbul şehri, tiyatrolarına seyirci ve oyuncu buluyors
  • Bir kavramı, tümceyi ya da sözcüğü sık sık yinelerseniz, bir süre sonra o kavram, tümce ya da sözcük anlamını yitirir, yabancılaşma başlar. Türk Tiyatrosu’nun, doğduğundan bu yana bir türlü gelişemeyen, çünkü gerekli özen gözterilmeyen, çünkü sanatsa
  • Türkiye'de bunca yıldır tiyatro yazılır, tiyatro yapılır, tiyatro tartışılır da şu çocuk tiyatroları bir türlü gündeme gelip tüm boyutlarıyla irdelenmez, uygulamaya dönük çalışmalar yapılmaz. Ara sıra "Çocuk Tiyatroları" konulu seminerler düzenlenir
  • “Duygularını sahnede doğru dürüst aktarmak yetmez; oyuncu olmak da. Bir oyuncunun geniş bir düşünsel eğitimi olmalı. Hamlet'i oynamak için kültüriü olma zahmetine katlanmak gerek."
    A.Çehov

    Dramaturgi sözcüğü dilimize Almanca ve Fransızca'da
  • Türkiye'de oldukça yoğun yaşanan kavram kargaşasına bir yenisi daha eklendi: Dramaturgi. Her tiyatrocuyum diyen dramaturgiden söz ediyor, dramaturgun görevlerini sıralıyor, ne olması gerektiğini bilgiççe açıklıyor, dramaturgları bol bol eleştiriyor.
  • Sevgili hocam Adnan Benk'in anısına saygıyla

    Cumhuriyetin. 75. yılını kutlarken tiyatroyu düşünmek insanı, geçmiş yılların süzgecinden, bugünü yeniden soruşturmaya götürmekte ve -ister istemez- bir hesaplaşma içine sokmakta onu.
    Tiyatromuzu
  • 5. Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali’nin 1993 Mayısı’nda çıkardığı katalogda yapıldı önce Öteki Tiyatro’nun genel tanımı: "Öteki Tiyatro, ödenekli ödeneksiz, kurumlaşmış her türlü tiyatronun dışında yer alan tiyatrodur." Ardından, yine aynı yaz
  • Çağdaş tiyatronun gelişim çizgisine baktığımızda seyirci olgusunun son derece belirleyici olduğunu saptarız. Gerçekten de, çağdaş tiyatroyu klasik tiyatrodan ayıran önemli noktalardan biri, seyirciye değişik açıdan bakmasıdır ki, bu da tiyatroda birt
  • Maddî ve manevî olarak ciddi bir kültür yıkımıyla karşı karşıya kaldığımız şu günlerde İstanbul’u 2010 yılına Avrupa Kültür Başkenti olarak hazırlayanların işi daha da güçleşmekte. Ne var ki,&nbs
  • Yapıtını düşünsel bir temele oturtmaya özen göstermiş bir yazara, sanatçıya yapılacak en büyük kötülük, sanırım onu simgeleştirmek olur. Hele bu kişinin belirgin özelliği "devinen bir gerçekliği gösteren diyalektik tiyatro" yapmak ise, kimi gerçeklik
  • Dünyanın dört bucağından gelen yüze yakın sanatçının aynı yerde, aynı zamanda, aynı amaç için çalışması heyecan yaratan bir olaydı. Uluslararası Tiyatro Enstitüsü'nün (ITI) 26 Mayıs - 2 Haziran tarihleri arasında İstanbul'da gerçekleştirilen 24. kong
  • Birikime dönüşememiş bilgi zaman ve uzam içinde unutulup gider, ya da yüzeysel, kısır ve kalıplaşmış bir biçimde olduğu yerde kalır; insana yarardan çok zarar getirir. Yaşamın her alanında gözlemlenen bu durum tiyatroda da gösterir kendini. Bir tiyat
  • Kim, nasıl, ne için tiyatro yaparsa yapsın hedef hep seyircidir. Sahneye çıkmasa, bir şey üretmiyor gözükse de seyirci, tiyatro gösterisinin anahtar kişisidir ve içinde yazar da olmak üzere, sahneyi oluşturan tüm yaratıcı ve uzmanların odak noktasıdı
  • 'Bir dünyanın betimi bir bakışın betimidir' (Bilge Karasu)   
       
    Başlangıcından günümüze tiyatroda her şey bakma, bakış üstüne kurulur. Bakma ve Baktırma. Dilimize Fransızcadan geçen "tiyatro" sözcüğü de (théâtre) e
  • Geçen yıldan bu yana İstanbul'da izleyebildiğim oyunlar arasında yer alan beş oyun beni hem çok heyecanlandırdı hem de içimde umudun yeşermesine neden oldu. Bunlardan biri özgün bir tiyatro metninden yola çıkarken (Sen İstanbul'dan Daha Güzelsin
*
aile, a. fugard, antigone, ast, a. vitez, anlatı, bilsak tiyatro, bilsak tiyatro atölyesi, b. karasu, b. necatigil, birey, brecht, boulgakov, baskı, birey olma, bir halk düşmanı, beden, bakış, bakan, bakılan, baktırma, büchner, chéreau, cinsellik, claudel, çağdaş türk tiyatrosu, çağdaş tiyatro, çocuk/birey, çehov, çocuk oyunları, çocuk tiyatrosu, çağdaş sahne tasarımı, dil/beden, damıtılmış kırmızı, doğu-batı uygarlığı, dil/düşünce, düş/gerçek, dil ve düşünce, dram, danton'un ölümü, doksanüç, dil, dramaturgi, dramaturg, dostoyevski, dekor, dil arayışı, ellen stewart, eylem/özgürlük,