Makale : Oyun Eleştirisi : Fransız Sahnelerinden: Avignon’da Sanat, Dünyaya Meydan Okuyordu
Avignon’da Sanat, Dünyaya Meydan Okuyordu
Ekonomik ya da toplumsal, ne kadar engelle karşılaşırsa karşılaşsın sanat kendine - hızlı ya da yavaş - hep ilerleyecek bir yol buluyor, birçok darboğazdan geçse de sonunda fışkıracağı ortama ulaşıyor.
Bu yıl 48. yılını tamamlayan Avignon Festivali de, tüm Avrupa'da kendini gösteren ve güzel sanatların üstüne bir karabasan gibi çöken ekonomik krize inat, kırka yakın toplulukla 160.000 dolayında seyirciyi buluşturdu bünyesinde. 8 temmuz - 2 ağustos tarihleri arasında yapılan festivalin "in" olarak adlandırılan (Fransa ne kadar uğraşırsa uğraşsın İngilizce sözcüklerin benimsenmesini engelleyemiyor) resmi bölümünde dikkati çeken oyunlar, klasik ya da çağdaş olsun kan ve savaşın egemen olduğu yapıtlardı, bir de AİDS hastalığının... Gerçekten de Avrupa'yı, Asya'yı, Afrika'yı kana bulayan savaş sahneleri de alevlendirmişti sanki. Çağımızın başka bir felaketi olan AİDS de yerini almıştı kendimizi, nedeni olduğumuz mutsuzlukları izlediğimiz tiyatroda: Euripides'in iki tragedyası (Andromaque, Alkestis), Edward Bond'un "Savaş Oyunları" ile Shakespeare'in VI. Henry üçlemeleri ve 1993'te Broadway'de sahnelendiğinde büyük gürültü koparan, içinde Pulitzer de olmak üzere, birçok ödül alan "Amerika'da Melekler" (Angels in America) adlı oyunun ilk bölümünü oluşturan "İkibin Yılı Yaklaşıyor" (Le Millenaire approche).
Yazıldığından bu yana belki de en çok oynanan klasik tragedyalardan biri olan "Andromaque", ünlü Fransız yönetmen Jacques Lassalle tarafından sahnelenmişti ve seyircileri büyük düş kırıklığına uğrattı. Buna karşın Jacques Nichet'nin yönettiği "Alkestis” sonu gelmez kıyımlara verilmişti. Sahnenin, daha doğrusu tüm uzamın kullanımı ve oyunculuğun mükemmelliğine bir de içinde bulunduğumuz sarayın görkemiyle dolunayın büyüsü eklenince, oyunun sürdüğü sekiz saat başka bir dünyadan, başka bir evrenden çalınmış bir zaman parçasıydı sanki. "Angels in America"nın ilk bölümü Fransız kadın yönetmen Brigitte Jacques tarafından sahnelenmiş. "Ulusal temalar üzerine eşcinsel fantezi" altbaşlığını taşıyan oyunun yazarı olan 36 yaşındaki Tony Kushner, baş kahramanı Mc. Carthy'ci Roy M. Cohn gibi Yahudi, eşcinsel ve politikayla ilgili. "Angels in America" bininci yılın sonundan söz eder, politik ve toplumsal yaşamda tanık olunan değer yargıları karmaşasından, ırkçılıktan ve köklerin yitirilişinden, AIDS'den ve eşcinsellerden...
Ve savaş, kan, hastalıktan sonra Bartabas'ın "Biniciliğin Operası" (Opera equestre)! İnsanla atın, atın ardından insanla doğanın uyumu. Huzur, dinginlik, şiir... Yitirilmiş ve peşinde umarsızca koşulan değerlerin ezgisi. Güzelliğe, uyuma nostalji... Gösterinin adı da "Düşlem" (Chimere); gerçekleşmeyen düş. Bartabas'ın uzun süredir yaşadığı Hindistan'ın Rajastan bölgesinden getirdiği müzisyenler eşliğinde, ilginç bir sanatçı olan Jean - Pierre Drouet'nin de katkısıyla, safkan atlara yaptırılan olağanüstü bale gösterisi seyircilere - kısa bir süre de olsa - bir masal evrenini yaşatmaktaydı.
Avignon '94'te dikkatimi çeken bir başka oyun da - buna okuma tiyatrosu da diyebiliriz - son yıllarda Fransa'da yıldızı parlayan Arnavut oyuncu Recep Mitrovitsa'nın okuduğu, ama aslında oturarak, neredeyse hiç kımıldamadan oynadığı "Vaslav Nijinski'nin Günlüğü" oldu. Küçük bir şapelde, bir yükselti üstüne konmuş masanın önünde oturan sanatçı, ender olarak yaptığı birkaç kol hareketi dışında, gözünü seyirciye dikerek ve ona nefes aldırmadan tam 1.5 saat ünlü dansçı Nijinski'nin dokunaklı günlüğünü tüm ruhuyla oynadı.
Günümüzde büyük bir ekonomik güce sahip olan Japonya'nın kültürel açıdan da dünyayı etkilemeye başladığına inanan festival yöneticisi Bernard Faivre d'Arcier, bu nedenle Avignon '94'e yabancı ülke olarak Japonya'yı çağırmış. Tiyatro, dans, sinema gibi çeşitli sanat dallarıyla tanıtılan ülkenin en çok ilgi çeken etkinliği, doğal olarak, No oyunları oldu. İşin daha da ilginç yanı, geleneksel No tiyatrosunun yanı sıra, festivalin isteği üzerine, bir de çağdaş No'nun oynanmasıydı. Avignon yakınlarında bulunan Boulbon taşocağında (Peter Brook "Mahabarata"yı burada sahnelemişti) gerçekleştirilen gösteri festivalin en pahalı yapımı oldu. Ünlü sinema ve tiyatro yönetmeni, ikebana ustası Hiroshi Teshigahara'nın bambularla yaptığı (3700 bambu kamışı kullanmış) çevre düzenlemesi geleneksel No dekorunu değiştirdiği gibi seyirciyi de kurgusal bir ortama sokuyordu.
Avignon '94'ün "off" bölümünde oldukça amatör, kendi beceri ve yaratıcılıklarını harekete geçirmekten çok profesyonellere özenen oyunlar egemendi. Bu bölüme katılan profesyoneller arasında da Fransa'nın iki tanınmış yönetmeni, Daniel Mesguish ile Guy Retore göze çarpıyordu. Ne ki gerek Mesguish'in yönettiği "Ann Boleyn" (yazarı Clarisse Nicoiski) gerekse Retore'nin "Malcolm Moore'un Evet'i" (Le Oui de Malcolm Moore, David Holman yazmış) hiçbir özellikleri olmayan sıradan çalışmalardı.
Avignon '94'te bir tek tiyatro yoktu, dans vardı, müzik vardı ("Akdeniz Havzası Müzikleri" başlıklı bölümde Türkiye'yi Talip Özkan temsil ediyordu)... Seyretmekten bir türlü yol alamadığınız sokak gösterileri vardı, pantomimciler vardı. Dali de Avignon'daydı. 90. doğum yılı kutlanıyordu bronz heykelleriyle.
Avignon'un her köşesinden, her şeye karşın sanat fışkırıyordu, tüm dünyaya meydan okurcasına.


  • YAYIN ADI:
    Milliyet Sanat Dergisi
  • YAYIN TARİHİ :
    Eylül 1994
*
*
aile, a. fugard, antigone, ast, a. vitez, anlatı, bilsak tiyatro, bilsak tiyatro atölyesi, b. karasu, b. necatigil, birey, brecht, boulgakov, baskı, birey olma, bir halk düşmanı, beden, bakış, bakan, bakılan, baktırma, büchner, chéreau, cinsellik, claudel, çağdaş türk tiyatrosu, çağdaş tiyatro, çocuk/birey, çehov, çocuk oyunları, çocuk tiyatrosu, çağdaş sahne tasarımı, dil/beden, damıtılmış kırmızı, doğu-batı uygarlığı, dil/düşünce, düş/gerçek, dil ve düşünce, dram, danton'un ölümü, doksanüç, dil, dramaturgi, dramaturg, dostoyevski, dekor, dil arayışı, ellen stewart, eylem/özgürlük,