Makale : İnceleme : Oyun Metni: Heiner Müller ve Quartet
Heiner Müller ve Quartet
“Tarihte, ölmüş olan ölmemiştir... Kendileriyle birlikte gömülen gelecek parçasını geri vermedikleri sürece ölülerle kurulan diyaloglar kesilmemelidir" diyen Heiner Müller Tarih'le çok uğraşır, neredeyse hesaplaşır onunla. Aslında pek hesaplaşma da değildir yaptığı; yapıtlarında şimdiki zaman içinde, Geçmiş ile Gelecek'i buluşturur ya da karşı karşıya getirir onları, Wolfgang Heise'ın deyişiyle, "İnsan eyleminin sonuçlarından başka bir şey olmayan tarih deneyimlerine verilmiş son derece etken, şiirsel bir yanıttır" yazdıkları.
Yazar bitmiş, kapanmış gibi gözüken Geçmiş'i yeniden kurcalar, ondan bitmemiş dramlar, tragedyalar çıkarır. Malzeme açısından, dramatik sanatın çağdaş tiyatrodan daha ileride olduğunu düşünür ve hemen ekler: "Tiyatro'nun ilk gerçekçiliği metindir, tema değil". Türkiye'de hemen hemen hiç tanınmayım yazarın ilginç siyasal ve sanatsal kişiliği, özellikle son on, on beş yıldır uluslararası bir nitelik kazanmış, onun, Brecht'ten sonra en çok konuşulan, tartışılan Alman oyun yazarı olmasına neden olmuştur. Brecht'i, ideolojik kişiliğini, tiyatroya katkılarını yadsımamakla birlikte, deneyimlerini çok çabuk kurumsal yargılara dönüştürmekle eleştirir Heiner Müller. Bunun algılama yolunu kısalttığını, kolaylaştırdığını söyler. "Brecht tiyatrosunda'' der, “koro, şarkı ve yorumlar dördüncü duvar işlevini görürler. Bu duvarın ardından seyirciye bir toplum tasarısı sunulabilir ancak, bir toplumun oluşturulması değil; öbür türlü çerçeve kırılırdı". Müller'in önerisi, Brecht'in tiyatrosunun da değiştirmeye çalıştığı bir dünyada, hayran olduğu Shakespeare'a dönüş ve onunla birlikte ilerlemedir.
Yaşamı boyunca komünizme inanmış ve inanmakta olan Heiner Müller, yaşadığı eski Doğu Almanya'da olup bitenleri komünist Partisi'nin artık ne kuram ne de tasarı üretebildiğine bağlar: "Parti'nin bir ütopyası yok artık, çünkü uygulama tarafından yutuldu ütopya!" Komünist yaşama alışmış, bu düzeni benimsemiş bir sanatçı olarak, bundan sonraki çalışmalarında, özellikle düzen gereği örtülü anlamlar yüklediği dilini, ne yapacağı sorulduğunda yanıtı oldukça anlamlıdır: "Vejetaryenlerin ortasına düşmüş bir kasap gibi hissediyorum kendimi!" Quartet , Heiner Müller'in Choderlos de Laclos'nun, yine ayın adlı romanından yaptığı kısa bir uyarlama. Yazar, romanın baş kişileri olan Madame Merteuil ile eski sevgilisi Valmont üstüne kurmuş oyununu. 5.Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali'nde Yunanca oynanacak yapıtın ilginç kurgusuna bakmak, Müller'in amacını anlamak bakımından, yararlı olacaktır:
Tek perde yazılmış olan metin, kendi içinde oyuncuların üstlendikleri roller bakımından birçok kesite ayrılır: İlk kesitte Madame Merteuil, beklemekte olduğu eski sevgilisi Valmont’a geçmiş ilişkilerinden söz eder. “Size karşı bir şeyler duyduğumdan değil, anımsayan tenimdir". Valmont'un cinsel yaşamını soruşturur, kendini anlatır. Valmont geldiğinde Mademe de Tourvel adlı kadının peşinde olduğunu anlarız. Merteuil ona, kocasıyla birlikle 'iffetli' bir yaşam süren yeğenini önererek avın daha heyecanlı olacağını ileri sürer. "İstekleri çürümekte olan", "ölü düşlere" sahip bu iki kişinin "bellekleri koltuk değneklerine gereksinir" olmuştur artık. Valmont'un deyişiyle, "her sözcük bir yara açmakta, her gülümseyiş bir köpekdişini göstermektedir..." Üçüncü kesitte Valmont’u canlandırdıklarına tanık oluruz. Valmont Tourvel'i sevişmeye ikna etmeye çalışır: "Tanrı aşkı bile bir bedene gereksinir. Yoksa niye insandan oğul yapsın, sevgili diye haç versin eline? Tenin kendi ruhu vardır. Haçım olur musunuz benim?..."
Ardından her iki kişi kendi cinsiyetlerine dönerlerse de, az sonra Merteuil, eski sevgilisine önerdiği bakire yeğenini oynarken Valmont da onu tavlama çabasına girişir. "Savunmasız güzelliğinize saldıran dünyanın tüm saatlerinin tik tak seslerini duyuyorum..." Valmont ile Merteuil çok kısa bir süre için kendileri olduktan sonra, Valmont baştan çıkardığı Tourvel'i, Merteuil de Valmont'u canlandırır. Genç kadının kendini öldürmesiyle biten oyun Merteuil'ün şu tümcesiyle kapanır: "Bir orospunun ölümü. Şimdi yalnızız kanser aşkım."
18. yüzyılın soylu kesiminin çöküşünden esinlenerek, ironik bir yaklaşımla yazılan, başka bir çöküşün öyküsüdür Quartet. Sahnede canlandırılan ve bir satranç oyununa benzeyen oyun, aslında düşünceyi öldürme, korkuyu dehşetle bastırma çabasıdır. Burada tanık olunan, burjuva görgü kuralları ve onların bir yansıması olan dilin tüm inceliğinin, sivriliğinin, kıvraklığının ardından iki kişinin kendi kendilerini yok edişleridir. Merteuil ile Valmont söylemleriyle sonu olmayan, ölümcül bir düelloya girişmişlerdir sanki ve her saldırı biraz daha yitmelerini sağlar. Quartet'i 1985 yılında Nanterre'de sahneye koyan Fransız yönetmen Patrice Chéreau, oyunun son tümcesinde her şeyin çok açık olduğunu belirttikten sonra, "korkunç sözcükler", der, "taşımakta güçlük çekiyorum". Kendi yıkımlarını, daha doğrusu kendi kendilerini yıkmalarını, '"Neron'un ayakları dibinde yanan Roma'yı seyrettiği gibi, hayranlıkla karışık sadik bir zevkle seyreden Valmont ile Merteuil birer trajik kişi olarak çıkarlar karşımıza. Burada trajik olan, kendini ve karşısındakini yok etme uğraşından çok, yok etme biçimidir. Boş atılımlar, yararsız yengilerle, zorlama heyecanlarla doldurulan bu “aşk oyunu” aslında altı çizilmeyen trajik bir ölüm törenidir. Her türlü şefkat ve sevgi duygularından arındırılmış cinsellik mekanikleşmiş, felsefi düşünce yerini zekâ oyunlarına, kurnazlığa bırakmıştır. Her şey "apaçıktır", ortadadır. Cinsel kimlik değiştirmeler, birer fantazma olarak kendilerini gösteren umarsız değişiklik arayışlarından öteye gidemezler. "Sirkte bir tek palyaçodur soru soran" der Heiner Müller... Gerçekten de onun için önemli olan, anlatılanların ardında yatan sorudur, her koşulda duyurulması gereken soru. Quartet, genel olarak, post-kapitalist dünyanın sonunun bir eğretilemesi olarak değerlendirilir, hatta onu Beckett'in Oyun Sonu (Endgame) adlı oyununun yeni bir yorumu olarak betimleyenler de çıkmıştır. Metinden yola çıkarak, bir dönemin çöküşünün trajikomedisi olarak nitelendirilebilecek Quartet'e Attis Topluluğu nasıl bir yorum getirecek? Tinsel çözümlemeye dayalı bir doğalcılıkla mı yaklaşacak oyuna, yoksa doğrudan mizah yoluna mı gidecek? Ya da bambaşka bir yaklaşımda mı bulunacak?
Yanıtı sahne verecek.









  • OYUN ADI:
    Quartet
  • YAZAR:
    Heiner Müller
  • YAYIN ADI:
    Milliyet Sanat
  • YAYIN TARİHİ :
    15 Mayıs 1993
*
*
aile, a. fugard, antigone, ast, a. vitez, anlatı, bilsak tiyatro, bilsak tiyatro atölyesi, b. karasu, b. necatigil, birey, brecht, boulgakov, baskı, birey olma, bir halk düşmanı, beden, bakış, bakan, bakılan, baktırma, büchner, chéreau, cinsellik, claudel, çağdaş türk tiyatrosu, çağdaş tiyatro, çocuk/birey, çehov, çocuk oyunları, çocuk tiyatrosu, çağdaş sahne tasarımı, dil/beden, damıtılmış kırmızı, doğu-batı uygarlığı, dil/düşünce, düş/gerçek, dil ve düşünce, dram, danton'un ölümü, doksanüç, dil, dramaturgi, dramaturg, dostoyevski, dekor, dil arayışı, ellen stewart, eylem/özgürlük,