……………………………………….
JACQUELİNE (Uzun uzun ona bakar): Seni böyle karşımda görmek ve sevgilim olduğunu düşünmek tuhaf geliyor...
CLAUDE: Evet, gerçekten de, tuhaf bir duygu yaratmalı bu sizde.
JACQUELİNE: Yine güzel şeyler söyle, bana iltifat edilsin istiyorum.
CLAUDE: Jacqueline, size anlatmak istediğim...
JACQUELİNE: Söyle, nereden geliyorsun güzel yabancı?
CLAUDE: Arabam bozuldu...
JACQUELİNE (Gülerek uzaklaşır): Yo, hayır, ayışığından söz et bana...
CLAUDE: Evet, tam da... şimdi... size açıkca söylemem gerek ki.... birazcık abarttım, örneğin yaprakların gölgelerini... tam olarak doğru değildi.
JACQUELİNE: Ayışığı yok muydu?
CLAUDE: Vardı... ama göğsünüzün üstüne gölgesi düşmüyordu.
JACQUELİNE: Düşmüyor muydu? Ya geriye kalanı?
CLAUDE: Geriye kalanı... Evet, işte...
(Robert görünür; bu kez bir opera parçası söylemektedir. Claude ansızın Jacqueline’in yanından uzaklaşır. Robert kesinlikle onlara dikkat etmez; çok gürültü yapmayı sürdürerek, mırıldanarak dolabı karıştırır. Çekmecede bir şey bulur ve gelip Jacqueline’in burnuna dayar.)
ROBERT: Nedir bu?
JACQUELİNE: Geçen hafta bir türlü bulamadığın boru… Bak, gördün mü? Biraz daha iyi arasaymışım…
CLAUDE: Dolabın çekmecesinde!... Sence boruyu koyacak bir yer mi dolabın çekmecesi?
…………………………………………………………